19 Mayıs 2008 Pazartesi

Analitik / Sentetik (ayrımı)

Önermelerin doğrulukla’ rının gösterilmesi için kanıta gereksinim duyup duymadıklarına yönelik yapılan ayrımda kullanılan kavram ikilisi.

Günümüz felsefe anlayışlarında “analitik” kavramı genellikle, doğrulukları ancak biçimleri aracılığıyla ya da kendilerini oluşturan terimlerin anlamları aracılığıyla bilinebilen önermelere uygulanır.Özne yüklem ikilisinden oluşan bir yargıda ya da önermede özne yüklemi “içeriyorsa” bu yargı ya da önerme analitik sayılır.

Sentetik yargılarda ise yüklem, özne için de tanımlanmadan, mantık kurallarıyla uyumu yitirmeden, özneyle ilişkiye girerek anlam kazanır.

Örneğin, “Tüm cisimler yer kaplar.” önermesi analitik iken “Bazı cisimler ağırdır” önermesi sentetiktir. Analitik/sentetik ayrımını bugünkü oturmuş anlamıyla ilk kez dillendiren Kant’ın konuyu bu biçimde ortaya sermesindeki temel amaç, analitik yargıların yüklemlerinin daha baştan özneyle düşünülmüş olduğunu göstermek istemesinde yatmaktadır.

Analitik ile sentetik önermeler arasındaki ayrımın nasıl yapılacağının gösterilmesi, Kant’ın Wolffçu felsefe okuluna yönelttiği eleştiriyle olgunlaşarak onun kuramsal çalışmalarında merkezi bir yer tutar. Kant’a göre Wolffçu felsefeciler, tüm önermeleri sanki analitikmiş gibi ele alırlar. Oysa analitik önermeler, önerme türlerinden yalnızca bir tanesidir. Yüklemin öznede yinelendiği analitik önermeler, anlamı genişletmeden yalnızca açıklayıcı bir nitelikte bulunurlarken, sentetik önermeler her zaman yeni bir şeyler iletirler.
Kant’ın analitik/sentetik ayrımı, önermelerin içeriği ya da kapsamı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu bakımdan, sentetik önermelerin kaynakları konusunda XlX. yüzyıl boyunca çeşitli anlayışlar ortaya çıkmıştır. Ancak Frege Aritmetiğin Temelleri (1884) adlı yapıtında sorunu içerik bakımından değil de “önermelerin gerekçelendirilmesi” bakımından ele alarak köklü bir değişikliğe yol açmıştır. Bu gelişme, Kant’ın aşkınsal mantık anlayışının yadsınması sonucunu doğurmuştur. Ne var ki, Kant’m analitik/sentetik ayrımının, onun eleştirel felsefesinin bir varsayımı olmaktan çok, Wolffçu okula getirdiği eleştirinin bir uzantısı olarak görülmesi gerektiğini anımsamak bizi Kant’ın “gerçek” felsefesi üzerine daha anlamlı düşüncelere yöneltecektir.
Felsefe Sözlüğü- A.Baki Güçlü; Erkan Uzun; Serkan Uzun; Ü.Hüsrev Yoksal-Bilim ve Sanat Yayınları

Hiç yorum yok: