19 Mayıs 2008 Pazartesi

Akıl İdeası

Akıl kavramı genellikle kendini açıklayan bir kavram olarak gözükür . Akılla ilgilendiğimizde , kavram için başka bir tanımlamanın gerekmediğini düşünmeye eğilimliyizdir. Sıradan anlayışımızca konulan akıl kavramı, öznenin kendini korumasıyla ilgilidir çünkü (Horkheimer , 1992: 1-2). Sınıflama, çıkarım ve dedüksiyon gibi Locke tarafından özetlenilen aklın genel işlevleri bu anlayışı hazırlar: Ancak aklın işlevsel boyutları; akıl kavramı için yeterli olmayabilir. Felsefi olarak akılda; aklı aşan bir şey ararız ki bununla onu tekrar tanımlayabilelim. Akıl ideası, kendisini işlevsel tanımıyla sınırlamayacağı gibi aklın metafizik tarihiyle de yetinemez.

Ne değişmez, ebedî bir öz ne de indirgenebilen bir sosyo-tarihsel karakter, akıl üzerinde bir tekel iddiasında bulunabilir. Aklın tarihi, aklın muhtevasız olarak kendi öz kavramına indirgendiği tarihteki kısmi ya da seyrek görünümlerine götürülerek tüketilemez. Ancak her şeye rağmen özellikle Batı düşüncesinde olmak üzere, akılla insanın aklı kullanışı arasında güçlü bir damar vardır: insanlar homo rationalis olarak karanlığı aydınlatma yetisine sahiptir. Bu motif, en bire bir biçimde Homer 'in Odysseus'u tarafından temsil edilir.' Odysseus 'un hikayesi insanın kadere ve belirlenmiş tarihsel varlığına karşı verdiği sürekli mücadelenin hikâyesidir.Odysseus Truva'dan Ithaka'ya göçe zorlandığında , kader olarak Tanrı'nın gücüyle karşılaşmak, dahası göç boyunca istemin iğvasına(baştan çıkarmasına, yolunu şaşırtmasına) direnmek için içsel doğasını bastırmak zorunda kalır. Doğayı ve kaderi akılla algılar, doğaya ve kadere akılla hükmeder.

Ehliyet etiği insan türünün tarihinin anahtarıdır. İnsan, türünün kendisini nesnel bir zeminde eğittiğini düşündüğü farklı yetilerin sahipliği iddiasında bulunarak ehliyet kazanır ve akıl şüphesiz bunların en önde gelenidir. Bu ifadenin getirdiği , insanların kendilerini oluşturma sürecinde aklın eğitici bir araç olarak görülebileceğidir. Akıl onda hesap edilen ve biriktirilenin yardımıyla insanı yetiştirir. Buna göre insan türünün genel terbiyecisi olarak akıl kavramına varıyoruz.

Ahmet Çiğdem- Bir İmkan Olarak Modernite

Hiç yorum yok: